Kuzu ıspanağı da zor bulunan sebzelerden oldu. Her yerde kocaman saplı, kocaman yapraklı ıspanaklar satılıyor. Onları da sevmiyor değilim ama kuzu ıspanağının yeri ayrı.
Genelin aksine çocukken de ıspanağı çok severdim. Ispanak mevsimi boyunca her hafta mutlaka ıspanak olurdu soframızda.
Rahmetli annem bir hafta zeytinyağlı-pirinçli, bir hafta kıymalı veya yumurtalı pişirirdi ıspanağı. Kıyma veya yumurta haftasında ne sitemler ederdim anneme, "ağız tadıyla ıspanak yemek için bir hafta bekleyecek miyim?" gibisinden.
Hiç bir sebzeyi etli sevmezdim çünkü. Ne yapsın anneciğim, ıspanak aynı ama hiç olmazsa farklı lezzetlerde olsun diye uğraşıp dururdu.
Yatılı misafirimiz de eksik olmazdı. O günlerde ise, annem önce ıspanağı haşlar, kekremsi suyunu dökerdi. Ispanak kekremsiliğini attıktan sonra pişirirdi yemeğini.
İşte benim mızmızlanmam için bir sebep daha. Ben ıspanağın kekremsiliğini sevmişimdir hep, kekremsi suyunu kaşıklamayı. Niye mahrum ediliyordum ki bu lezzetten. Ama anneme göre ıspanak bu haliyle ikram edilemezdi misafire.
Sonra ne oldu? Kendi evim oldu. Hadi yap bakalım her hafta ıspanak!
Ne mümkün. Yıkaması bir işkence adeta. Onu yıkayana kadar üç çeşit yemek koyarsın sofraya. Ayıklaması... Saplarından birleştirip demet yapıp ince ince doğraması...
Anneciğim her hafta bu sıkıntıyı çekermiş de ben hala ıspanak istediğim gibi değil diye mızıldanırmışım.
Ya kuzu ıspanağa ne demeli. Tercihimiz çoğunlukla kuzu ıspanaktan yana olurdu. (Kuzu ıspanağının sapları da nasıl lezzetlidir. İster yemeğe katın, ister salata yapın.) O ise ufacık yapraklı, incecik saplı. Kök birleşimini bozmadan yıkanıp ayıklanacak. Düşünebiliyor musunuz, çamurunu- kumunu gidermenin zorluğunu?
Değerini anlamak için zorluğunu yaşamak gerek. Ben de öğrendim ıspanağın aslında ne de zorlu bir yemek olduğunu.
Bu hafta sonu kuzu ıspanak görünce hemen aldım. Ayıkladım, yıkadım. Yapraklarını börek, saplarını yemek yaptım.
Ispanak yemeğini hep annemden öğrendiğim gibi pişirdim. Annem hemen hemen bütün zeytinyağlı sebze yemeklerini soğanını kavurmadan yapardı. Soğanın kavrulması lezzeti artıyordur mutlaka ama benim ağız tadım buna alışmamış. Soğanı çiğden koymayı daha çok seviyorum.
Yıllarca ıspanak pişirdim. Sonra bir gün, hayatımda ilk kez ıspanağın dibini tutturdum. Olur şey değil, ıspanağın dibi nasıl tutar?
Anneme anlattım durumu. Hiç düşünmeden bana dedi ki:
" soğanı tencerenin dibine koymuşsundur"
Ağzım açık bakakaldım anneme. Evet, ıspanaklar suyunu süzene kadar beklerken soğanı doğramıştım ve ıspanağı yerleştirmeden tencereye boşaltıvermiştim soğanı. Yemeğe çiğden konan soğan hiç bir zaman tencerenin dibine konmazmış.
Yemeğin de bilgesiydi annem. Mekanı cennet olsun.
Alt tarafı herkesin bildiği bir yemek için bu kadar da ıspanak muhabbeti yapılır mı hiç? Anlatayım artık annemden öğrendiğim şekliyle.
Malzemeler:
1 kg kuzu ıspanağı
1 orta boy kuru soğan
1 tepeleme çorba kaşığı domates salçası
3 çorba kaşığı zeytinyağı
Bir avuç pirinç
Tuz, su
Yapılışı:
Ispanakların dip bütünlüğü bozulmadan sadece kök kısmı kesilir. Varsa sararmış yaprakları ayıklanır. (Neden dip bütünlüğü bozulmadan derseniz, bir kere dibi çok lezzetli, kesilip atılmamalı bence. İkincisi; ıspanak yaprak yaprak ayrılınca düzgün doğrayabilmek için sıraya dizmek yıkamasından uzun sürüyor)
Üstünü kaplayacak kadar suda en az 10 dakika bekletilir. Ispanaklar su yüzeyinden toplanarak süzgece alınır. Su dökülür, kap dipteki kumlar gidecek şekilde yıkanır.
Kaba su doldurulur. Ispanaklar suya iyice batırıp çıkartılarak yıkanır. Su tekrar değiştirilir. Bu işlem kabın dibinde kum tanesi görmeyene kadar sürdürülür.
Yıkanan ıspanaklar suyunu tamamen süzene kadar süzgeçte bekletilir. Yemeğin lezzetli olması için yıkama suyunun tamamen süzülmesi önemlidir. Süzme için salata kurutucu kapları da kullanılabilir.
Soğan ayıklanır, yıkanır, ince ince doğranır.
Bir avuç pirinç yıkanır, kullanılana kadar suda bekletilir.
Suyu süzülen ıspanak istenirse yapraklarından ayrılıp sadece dip kısmı yemekte kullanılır veya tamamı yemeğe katılır.
İkişer santim uzunluğunda kesilen ıspanaklar tencereye yerleştirilir. Üzerine küçük doğranmış soğan, salça, tuz ve yağ eklenir. Karıştırılmadan kapağı kapatılır.
Kısık ateşte ıspanak kendi suyunu salana kadar pişirilir. Ispanak suyunu saldıktan sonra karıştırılır ve ara ara karıştırılarak kısık ateşte pişirmeye devam edilir.
Ispanak kendi suyunu çektiğinde, üzerine pirinç eklenir. Karıştırılmaz. Pirinçleri oynatmayacak şekilde tencerenin kenarından sıcak su ilave edilir.
Ispanağı biraz sulu seviyorsanız su miktarı yemeğin üzerini bir santim aşmalıdır. Susuz seviyorsanız, yemeğin üzerini kaplayacak kadar su eklemeniz yeterlidir.
Yine kısık ateşte, hiç karıştırılmadan pirinçler yumuşayana kadar pişirilir. Ocağın altı kapatıldıktan sonra yemek karıştırılır ve kapağı kapatılarak demlenmeye bırakılır.
Ilık ya da soğuk olarak, yoğurtla servis edilir.
Afiyet olsun.