Ankara Devlet Tiyatrosunun sergilediği Sarı Naciye oyununu izledim geçen hafta. Bildik göç sancıları, göçe bakışta kuşaklar arası fark öne çıkarılarak anlatılıyordu. Klasik konuya modern dokunuşlu kostümler, danslar ve müzik ile hareket getirilmişti.
Oyunun atmosferine girmede, salonda yer alan orkestranın canlı müziğinin yeri büyüktü. Albenili, hareketli, izleme zorluğu yaşatmayan bir oyundu.
Sarı Naciye'nin törenin temsilcisi babası, umutlarını uzaklara bağlamış kardeşi, göçün iyilik ve kötülüklerini barındıran sevdiği ve kendi ruhu ile mücadelesi, boyun eğişi, baş kaldırışı yer alıyordu oyunun merkezinde.
Oyuncuların emeklerine sağlık. Tüm gayretlerini ortaya koyarak sergiliyorlar oyunlarını.
Klasikleşmiş oyunlar elbette her sezon repertuvarda yer almalı ama güncel oyunlar da istiyorum. 2000'li yıllarda geçen öyküler arıyorum. Kabul ediyorum, bu sezon izlediğim Macbeth dahil, hepsinin günümüzde bir karşılığı var, hala güncel anlattıkları. Yine de günümüz insanın bakışıyla yazılmış güncel oyunlara özlem duyuyorum.
Not: Fotolar netten alıntıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder