12 Haziran 2016 Pazar

Kışlıklar Bitti ve Yaz Geldi


Sebzeleri mevsminde yemeyi tercih ettiğim için mutfağımda kış hazırlıklarının yeri fazla değil. Yaprak, kuru biber gibi çeşitlerle kısıtlıdır genellikle. Geçen sonbahar farklı hazırlıklar da yaptım. Barbunya sakladım ilk kez. Pazarcının elindeki malı biran önce bitirmek istemesi ve "Buzluğa kaldırırsın Abla" önerisiyle kendimi kış hazırlığı içerisinde buluverdim. Ayıkladım ve ön pişirmeden geçirmeden poşetlere koyarak buzluğa kaldırdım. Bu sayede barbunya pilaki kış soframıza da konuk oldu. Dondurulmuş taze sebzelerin beni rahatsız eden sasılığı da yoktu. Afiyetle severek yedik.

Pazardaki fasulyecime teşekkürler...


Kuruttuğum biberler çorbalarıma eşlik etti. Bazen kızgın yağda çevrilerek bazen fırınlanarak, tarhana çorbası gibi klasiklere, gravyer peynirli ve kremalı brokoli çorbası gibi yenilere...

 
Tarhanam kesenin dibini buldu çoktan. Bir gün sütlü, başka bir gün sarmısaklı, çoğu zaman da sade haliyle kış boyunca içimizi ısıttı.


Ajvar sosunu da ilk kez yaptım. TV de Tel Dolap programında gördüğüm şekilde hazırladım. Küçük kavanozlara koydum. Kullanılmış kavanoz kapaklarına güvenemediğim için buzdolabında sakladım. Sadece 4 kavanoz yapmıştım, buzdolabında fazla yer tutmadı. Makarnada, kavrulmuş patatesle veya ekmeğin üzerine sürerek tükettik gitti.
Kırmızı biberleri de Tel Dolap programında gördüğüm gibi fırında közleyerek yaptım. Yoğurtlamasıyla kış sofralarımıza renk kattı.



Fasulye konservesi de yapmıştım.
Ayşe kadın fasulyeleri kaynayan suya atarak 10 dakika haşlayıp süzdükten sonra, çalı fasulyeleri domatesler birlikte en az 15 dakika ocakta çevirerek pişirdikten sonra sıcak sıcak temiz kavanozlara yerleştirdim. Haşlayarak yaptığım fasulyeler için kavanoz tabanına bir adet domatesi dilerek koydum. Ağızlarını sildikten sonra kaynamış sıcak suda beklettiğim kapakları hemen sıkıca kapadım. Botulismus korkuma konserveleri kavanozlara doldurduktan sonra düdüklüde kayanatarak hazırladım.

Düdüklü tencerenin  tabanına  katlanmış mutfak bezi yerleştirdim. Kavanozları kapakları yukarı gelecek şekilde tencereye koydum. Kavanozların üzerini 4-5 santim geçecek şekilde su doldurdum. Orta ateşte kaynamasını bekledim. Buhar çıkışı olduktan sonra ocağın altını kısıp 20 dakika pişirdim. Düdüklü soğuduktan sonra kapağını açıp kavanozları çıkardım. Kapaklarını bir kez daha sıktım. Sızma kontrolü yapabilmek için kavanozları ters halde  soğuyana kadar bekledim. Herhangi bir hava alma-sızma olasılığını izleyebilmek için yine ters halde olacak şekilde yerleştirerek sakladım.

Son kavanoza kadar sızma, bozulma olmadan fasulyelerimizi de bitirdik.

Benim konserve deneyimim sadece bir yıllık ama sonuç başarılı olduğu için önümüzdeki kış için de cesaretlendim. Konserve tecrübesi olanların dikkate aldığım önerilerini de paylaşmak isterim:

Konserve yaparken dikkat!
! Kullanılan kapaklar yeni olmalı,
! Kavanozlar sıcağa dayanıklı olmalı,
! Kavanoz ve kapaklar kullanımdan hemen önce kaynatılarak steril edilmeli,
! Kavanozlar ağzına kadar doldurulmamalı, en az 2 parmak boşluk bırakılmalı,
! Kapaklar kapatılmadan önce, kavanoz ağzı iyice temizlenerek, kapakların iyi kapanmaması riski giderilmeli,
! Konserve kavanozları düdüklüden çıkarıldıktan sonra kapakları bir kez daha sıkılmalı,
! Konserveler soğuduktan sonra kapaklar kontrol edilmeli, içe göçme yoksa, kapak ve kavanoz değiştirilip kaynatma işlemi yeniden yapılmalı veya o kavanozlar hemen tüketilmeli,
!  Ellerin yanma riskine karşı silikon eldiven ihmal edilmemeli,
! Konserve kapağında bombe, sızma olup olmadığı, sebzelerin rengi ve kokusu kontrol edilmeden kullanılmamalı.


Komposto yapmak gibi bir niyetim yoktu. Fazla alınmış şeftalilerin bir kısmını bozulmasına izin vermeden saklasam iyi olur diyerek hazırladım kompostoyu.

Şeftalileri soyup dörde böldüm. Temiz kavanoza yerleştirdim. Şeker şerbeti kaynatıp üzerine döktüm. Kavanozun kapağını sıkıca kapadıktan sonra fasulye konservesinde yaptığım gibi düdüklü tencerede pastörize ettim.

Kış ortasında şeftali özlediğimizde tatlı bir sürpriz olarak açıldı bu kavanoz.

Kış hazırlığı denir de şişe domatesi olmaz mı?
Domateslerin kabuklarını soyup küp küp doğradım. Çekirdeklerini özellikle çıkarmadım. Domates yediğimi görsel olarak da hissetmek için. Bir kaç kavanoz da kabuğuyla birlikte blendırdan geçirerek hazırladım. Sıcak sıcakken sıcak kavanozlara yerleştirip üzerine 1 tatlı kaşığı tuz serptim. Sıcak kapakları sıkıca kapadım. Bu şekilde bırakabilirdim ama ne olur ne olmaz diyerek onları da düdüklüde pastörize ettim. Domates asidik olduğu için pastörizasyona gerek yok deniyor ama ben korkumu yenemedim.

Şişe domateslerim de çorbalara, bulgur pilavına ve fırın yemeklerime yaz havasını taşıdı kış boyunca.



 
Yeşil zeytin zamanında birkaç şişe de kırma yeşil zeytin hazırladım. Zeytinleri kırdıktan sonra on gün süreyle her gün suyunu değiştirerek acısını azalttım. Zeytinlerin acısını biraz olsun damağımda hissetmeyi seviyorum, o nedenle acısı tamamen çıkmasını beklemiyorum. 

Olgunlaşan çekişteleri iyice yıkayıp kavanozlara aktardım. Tadarak az tuzlu olacak şekilde salamura suyunu hazırladım. Zeytinlerin üzerine döküp kapağını sıkıca kapattım. En az 10 gün de bu şekilde beklettikten sonra zeytinler yenmeye hazır oldu.



En çok sevdiğim kış hazırlığı galiba yaprak saklamak. Tabi sonbaharda değil, geçen yıl bu mevsimde hazırlamıştım.

Yaprak saklamayı iki farklı şekilde yaptım. Yaprakların bir kısmını yıkadım, 15-20li öbekler halinde düzgünce dizdim,  üzerine sıcak su dökerek 10 dakika bekledim. Öbekleri sudan çıkarıp diklemesine duracak şekilde süzgeçlere yan yan yerleştirerek suyunu süzmesi için bir gece beklettim. Buzdolabı poşetlerine yerleştirerek derin dondurucuda sakladım. Bu şeklide saklanan yapraklar narin olduğu için etli sarmalarda kullandım. Çözdürdükten sonra yıkamadan ve haşlamadan direkt olarak sardım.

Yaprakların bir kısmını da klasik salamura yaptım. Yaprakları yıkamadan 15-20 li öbekler yaptım, ortasına bir kaşık salamura tuzu koyarak katladım ve bir derince bir yerleştirdim. Yaprak öbeklerini yerleştirdikten sonra üzerine bir ağırlık koydum. Üzerine çıkacak kadar kaynamış ve 2-3 dakika beklemiş sıcak su ekledim. Kabın kapağını kapattım. Bir gece bu şekilde beklettikten sonra, öbekleri çok sıkı olacak şekilde kavanozlara yerleştirdim. Her bir sırayı tamamladıktan sonra 1 kaşık kadar salamura tuzu serptim. En üste asma çubukları yerleştirerek asmaların su yüzüne çıkmasını engelledim. Artan salamura suyundan üzerine çıkacak kadar döktüm. Kapağını sıkıca kapattım ve taşmalarda etraf kirlenmesin diye kavanozları birer yoğurt kasesi içine oturtarak sakladım.

 

Kış hazırlığı turşusuz olmaz. Biber ve salatalık turşuları da kış sofralarımızı zenginleştirdi.

Turşulukları güzelce yıkadıktan sonra kavanozlara yerleştirdim. Turşular çok tuzlu olmasın istiyorum, bu nedenle tuz ölçüsünü kayınvalidemden öğrendiğim şekilde ayarlıyorum. Yaklaşık bir litre damacana suyuna, 1 su bardağı sirke ve 1 çorba kaşığı limon tuzu koyup eriyene kadar karıştırıyorum. Sonra başlıyorum kaşık kaşık tuz eklemeye. Ne zaman tamam bu kadar tuzu tolere edebilirim dediğimde bırakıyorum tuz eklemeyi. Tabi tuz tadımını yaptığımız kaşık asla salamura suyuna değmeyecek. Aman dikkat, turşu titiz hazırlanırsa asla kef oluşmuyor. Az tuzlu yapılan turşuda en önemli noktanın azami titizlik olduğunu öğrendim.

Turşu kavanozlarını çok sıkı kapayıp ışıksız ve serin bir yerde tutarak tüm kış boyunca keflenmeden saklamayı başardım.

Kışlıklar bitti ve yaz geldi.
Saklama işini sevdim, kışın çok rahat ettirdi beni. Haydi, yeniden saklamaya...



29 Ocak 2016 Cuma

Kuru Fasulyenin Üç Hali


Cinsini bilmiyorum bu fasulyenin. Kocaman taneler ilgimi çektiği için almıştım. Piyazda güzel görüneceğini düşünmüştüm ama çok kalın zarlıydı. Lezzeti güzel olmasına rağmen zarlarının kalınlığından dolayı sevemedim. Uzun süre dolabımda öylece bekledi. En sonunda kalan miktarı zarlarını çıkararak kullanmaya karar verdim.

Fasulyeleri yıkadıktan sonra bir gece sıcak suda beklettim. Ertesi gün kabaran zarlarını tek tek ayıkladım. Fasulye içlerini helmeleşene kadar haşladım. Ilıdıktan sonra yoğurt süzmekte kullandığım sıkı dokumalı kumaş kesemin içine koydum ve keseyi bir süzgece yerleştirdim. Bir gece boyunca tamamen süzülmesini sağladım. Elde ettiğim püreyi dolaba kaldırarak farklı zamanlarda üç farklı tarifte kullandım.



İlk olarak bir zamanlar adeta bir moda rüzgarı gibi her mutfakta esmiş olan kuru fasulye tatlısını yaptım.

Neler Kullandım:
6 adet kapkek kalıbı için
1 bardak kuru fasulye püresi
1 yumurta
Çeyrek su bardağı şeker
1 silme çay kaşığı kabartma tozu
Portakal kabuğu rendesi

Üzeri için:
Yuvarlak kesilmiş portakal dilimi
Ceviz
İnce kıyılmış çikolata


Şeker ve yumurtayı iyice çırptıktan sonra bir portakal kabuğunun rendesi ve kabartma tozunu karıştırdım. Fasulye püresini de ekleyerek karıştırdım. 6 adet kek kağıdına paylaştırdım.

170 derecede  üzeri kızarana kadar pişirdim. Sıcakken üzerine çikolata rendesi serptim. Üzerine bir dilim portakal, ceviz kırığı ve çikolata rendesi yerleştirdim.

Kuru Fasulye püresinin bir kısmını da köfte yapmakta kullandım.

Neler Kullandım:
Köfte için:
1 bardak fasulye püresi
1 orta boy soğan rendesi
1 yumurtanın beyazı
1 avuç tulum peyniri rendesi
1 avuç maydanoz, dereotu
2 çorba kaşığı galeta unu
Tuz, birer silme çay kaşığı karabiber, kimyon, kekik ve pul biber

Kaplaması için
Bir yumurtanın sarısı ve 2 çorba kaşığı galeta unu

Kızartmak için yağ

Malzemeleri yoğurarak köfte harcını hazırladıktan sonra 1 saat kadar buz dolabında dinlendirdim. Cevizden biraz küçük toplar hazırlayarak önce çırpılmış yumurta sarısına ardından galeta ununa bulayarak orta hararetteki yağda kızarttım.

Sarmısaklı yoğurda batırarak yemek üzere misket köftelerimiz hazır.


Tatlı, tuzlu derken sıra ekşiye geldi ve kuru fasulye humusu hazırladım.

Neler kullandım:
1 su bardağı fasulye püresi
1 limonun suyu
3 çorba kaşığı zeytinyağı
1 diş sarımsak ezmesi
Tuz
2 çorba kaşığı tahin
Pul biber


Tahin ve pul biber dışında kalan malzemeleri iyice karıştırıp pürüzsüz hale getirdim. Yağlı kağıdın üzerine koyup kenarlardan katlayarak yarım santim kalınlığında dikdörtgen haline getirdim. Bir gece buzdolabında bekleterek kıvam almasını sağladım.

Kağıdı açıp üzerine kırmızı pul biber serptim. İki kaşık tahini üzerine gezdirdikten sonra bir bıçak yardımıyla kağıttan ayırıp kıvırarak rulo haline getirdim. Düzgün kesebilmek için 1 saat kadar buzlukta beklettim.

Birer santim kalınlıkta keserek üzerine biber serpip zeytinyağı gezdirerek servis yaptım.

Afiyet olsun...

16 Ocak 2016 Cumartesi

Sarkaç'ça Katıklı Ekmek

Antakya'ya gidip yerinde yemedim ama rahmetle andığımız dedemiz sayesinde yerinde hazırlanıp pişirilmiş lezzetler çok defa ayağımıza kadar geldi. Hepsi birbirinden güzel, kabak tatlısından tuzlu yoğurduna, ip peynirinden katıklı ekmeğine, acı biber salçasına, yeşil zeytinine kadar. Bu lezzetlerin hiçbirini evde yapmam mümkün değil ama katıklı ekmeğin esasını değil de Sarkaç'çasını yapıp damağımızı şenlendirirken dedemizi yad edelim.

Katıklı ekmek için şu adresdeki tarifi temel aldım ve kendimce ufak tefek değişikliklerle uyguladım.

Neler Kullandım
Hamur malzemesi (8 adet krep tavasına uygun büyüklükte ekmek için):
250 gram tam buğday unu
Yarım paket instant maya
1 çay kaşığı şeker
1 çay kaşığı tuz
Yaklaşık olarak 1 su bardağından 1.-2 parmak eksik ılık su
35 gram tereyağ

İç malzemesi:
2 orta boy soğan
3 çorba kaşığı zeytinyağı
2 tepeleme çorba kaşığı çökelek
2 çorba kaşığı acı biber salçası
2 çorba kaşığı tuzlu yoğurt veya  normal yoğurt, özellikle kaymak kısmı
1 avuç ince kıyılmış ıspanak veya dereotu/maydanoz
1 çorba kaşığı susam
1 tatlı kaşığı çörek otu
1 tatlı kaşığı kekik
1 tatlı kaşığı reyhan
1 tatlı kaşığı pul biber
1 çay kaşığı sürk baharatı karışımı
1 çay kaşığı karabiber
1 çay kaşığı tuz

Üstü için:
1 çorba kaşığı zeytinyağı
2 çorba kaşığı su


Yapılışı:
Hamur: Un, maya, tuz ve şeker karıştırılır. Mayalama sıcaklığındaki ılık suyun yarısı eklenerek karıştırılır. İstenilen mayalı hamur kıvamı alıncaya kadar azar azar su ilave edilerek yoğurulur. Hamurun üstü örtülerek ılık bir yerde 1 saat kadar mayalanmaya bırakılır. 

Mayalanma tamamlanınca, oda sıcaklığına gelmiş tereyağı ilave edilerek yedirene kadar yoğurulmaya devam edilir ve yarım saat kadar ikinci mayalanmaya bırakılır.

İç: Soğanlar ince ince doğranır ve zeytinyağıyla kısık ateşte şeffaflaşana kadar çevrilir. Salça eklenerek yarım dakika daha çevrilir ve ocağın altı kapatılır. Çökelek, kıyılmış yeşillik ve baharatlar konarak olabildiğince homojen olacak şekilde karıştırılır. En son yoğurt eklenerek malzemeler birbirine bağlanır.

Ekmeklerin yapılışında, netteki tarifler gibi lahmacun tarzını kullanmıyorum. Boğaça gibi kapalı hazırlıyorum.

Her bir bezeyi elimle yassılaştırdıkan sonra kenarlarını inceltip sekiz parçaya ayırdığım iç malzemesinden bir parçasını ortasına koydum. Yuvarlak şekilli boğaça yapar gibi kenarları ortada birleştirdim. Avuç içimde ortasına bastırıp çevirerek yassılaştırdım.

Un serptiğim tezgahta oklava ile krep tavamın boyutuna uygun şekilde olabildiğince ince açtım. Açarken yırtılmalar oluyor, pişirme açısından hiç önemli değil, hatta ekmeğin daha güzel görünmesini sağlıyor.


Orta hararette önceden ısıttığım krep tavasında arkalı önlü pişirdim. Pişirme sırasında tavaya yağ koymadım.

Tavadan alır almaz, fırça ile ekmeklerin her iki tarafına su-zeytinyağı karışımından sürdüm. 10 dakika kadar dinlendirdikten sonra yemeğe hazır.

Afiyet olsun...

9 Ocak 2016 Cumartesi

Yeşil Sarmısaklı Patates Çorbası


Soğuk hava, ortalıkta kol gezen grip ve evde geçirilecek bir tatil günü birleşince, pastırma ve sarmısak kokusuna aldırmadan hazırladım bu çorbayı. Yanında şifa deposu yeşil sarmısakla, patatesli yeşil sarmısaklı  sıcacık bir çorba.

Neler kullandım
3 orta boy haşlanmış patates
1 orta boy soğan
3 yeşil sarmısak
3 dilim çemensiz pastırma (istenirse)
1 çorba kaşığı zeytinyağı
1 su bardağı krema
4-5 su bardağı su  (seviyorsanız et suyu-kemik suyu-tavuk suyu da olabilir)
Tuz ve acı pul biber 

Nasıl yaptım
Önceden haşlanmış soğuk patatesleri küp küp, soğanları yemeklik, sarmısakları ince, pastırmayı rastgele doğradım.

Az miktarda zeytinyağı ile soğanları öldürdükten sonra  patatesleri ekleyip birkaç dakika birlikte yağda çevirdim. (Patatesler haşlanmadan çiğden de konabilir ama kavurma sırasında daha çok yağ ister. Krema da koyacağım için zeytinyağı fazla kullanmak istemediğimden patatesleri haşlanmış tercih ettim.)
 
Sarmısakları ve pastırmaları da tencereye alıp hemen üzerine sıcak su ilave ettim. Sarmısaklar yumuşayana kadar kaynattım. Ocaktan alıp blendırdan geçirdim. Tencereyi yeniden ocağa koydum, kremasını ve tadına göre ayarlayarak tuz ve biberini ekledim. Bir iki taşım kaynadıktan sonra ocağı kapadım.

Üzerine kıyılmış yeşil sarmısaktan biraz ekleyerek servis yaptım.

Afiyet olsun...


Related Posts with Thumbnails