Zeytinyağlı Taze Börülce
TV'de eski yemek tariflerini okuyabilmek için Osmanlıca öğrenecek kadar meraklı bir yemeksever Osmanlı saray mutfağında iftarda zeytinyağlı yenmediğini söyledi. Bunu ilk kez duydum.
Belki iftarda ağır geleceğini düşünüyorlardı, belki de haklılar. Ne de olsa insan sindirim sistemi sellulozu sindirecek şekilde yaratılmamış. Yine de zeytinyağlı yemeğin bulunmadığı bir sofra düşünemiyorum.
Benim pişirdiğim zeytinyağlılarda genellikle soğan önceden kavrulmaz, tüm sebzeler birlikte kendi suyunda çevrilirler. Kavurma işleminin lezzeti artırdığı kesin, ama diğerinin daha hafif olduğu, mideyi daha az yorduğu da gerçek.
Malzemeler:
1/2 kg taze börülce
1 büyük boy soğan
3 orta boy domates
1 çay kaşığı toz şeker
3 yemek kaşığı zeytinyağı
Tuz,
Yapılışı:
Börülcenin varsa kılçıkları ayıklanır, 3-4 parçaya bölünür ve yıkanır. Soğan yemeklik, domatesler küp şeklinde doğranır. Tüm malzeme düdüklü tencereye alınır. Yaklaşık 5 dakika orta ateşte sebzeler suyunu salana kadar ara ara karıştırılarak pişirilir. Düdüklünün kapağı kapatılır, buhar valfi kapatıldıktan sonra ocağın altı kısılır ve 15-20 dakika pişirilir.
Soğuduktan sonra afiyetle yenir.
6 yorum:
Osmanlı mutfağı lezzetli olduğu kadar bol kalorili reçeteleri barındırıyor bünyesinde,kim bilir belki lezzetini onlar veriyor:)
Hemen her yemekte,has tereyağı,kuyruk yağı,ayçiçek yağı kullanılıyormuş.
Zeytinyağlı yemeklerin yeri çok ayrı,börülce enfes görünüyor.
Şifa olsun,sevgi ile..
Sarkaç'cığım,börülceyi hiç sevmem, ona rağmen bu resimler o kadar güzel ki. Börülceyi çok seven eşime, hemen pişirmeliyim. Size de afiyet olsun.
Yemeğin çok nefis olmuş ellerine sağlık.fakat Osmanlının iftarda zeytinyağlı yemek yememesi bana ilginç geldi.Çünkü zeytinyağı çok faydalı ve sindirimi daha kolay bir yağ türü..Herneyse senin de söylediğin gibi,zeytinyağlısız bir sofra düşünemiyorum :)
Sevgili Pepela, eski devirlerde insanlar tamamen beden gücüyle çalıştıkları için olsa gerek şimdi bize lezzetli ama bir o kadar da ağır gelen yiyecekleri tüketip sağlıklı yaşayabiliyorlarmış. Bizler ise teknolojinin efendileri ya da esirleri olarak menümüzü değiştirmek zorunda kaldık.
Sevgili Sen, Allah o kadar çok ve çeşitli nimetler yaratmış ki, hepimiz ağız tadımıza uygun lezzetler bulabiliyoruz içlerinden. Börülce pişirmekle uğraşmayın, bize buyrun ben ikram edeyim size.
Sevgili Zeliha, Osmanlı'nın iftarda zeytinyağlı yemediğinin söylenmesi bana da o kadar garip geldi ki. Şaşkınlığımı paylaştım sizlerle. Neyse, biz devam ediyoruz zeytinyağlıya...
Zeytinyağlılar benim için hep 1.sıradadır..
Sevgiler..
Hoşgeldin EsEr, ben de zeytinyağlı bir numara diyenlerdenim.
Yorum Gönder