Hayvan Çiftliği George Orwell'in aynı adlı kitabından tiyatroya uyarlanmış ve pek çok kez sahneye konmuş. Bense ilk kez izleme şansına sahip oldum. Şans diyorum çünkü gerçekten çok beğenerek izledim Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından sergilenen bu oyunu.
Hayvan Çiftliği'ni lise yıllarımda okumuştum. Benim yaşımdakiler için o günlerin favori kitaplarındandı. 1940'lı yıllarda yazılmış, o günden bu güne rejimler yıkılmış, yenileri kurulmuş ama değişen bir şey olmamış. Karamsar yazdım galiba veya umursamaz demek daha doğru. Kendimi Hayvan Çiftliği'nin eşek Benjamin'i gibi hissediyorum demeliyim.
Eserin anlattıkları üzerine yazmayacağım. Klasik konunun olağanüstü alegorik anlatımını sanırım çoğumuz biliyoruz. Bu anlatımdan herkesin kendi politik duruşuna, dünya görüşüne göre alacakları farklı olabilir. Göndermeleri yönlendireceği sistem ve kişiler değişebilir. Ama, sanırım herkesi birleştirecek olan "Hayvanlar eşittir ama bazıları daha eşittir" sözü olacaktır.
Sanatçıların sergilediği olağanüstü fiziksel performans takdire şayandı. 15-20 dakikalık bir alışma süresinin ardından artık sahnede insan görmemeye başladım. Karşımda domuzlar, atlar, keçi, kuzgun ve köpekler vardı. İnsanlar, koyunlar ve tavuklar ise sahnede görünmüyor ama varlıkları aktarılıyordu bize.
Bir kitabın tek perdede sergilenmesi anlatımda bazı kopukluklara yol açmış olsa da oyunun havasından uzaklaşmama neden olmadı. Dekor, kostüm, ışık, ses ve müzik kullanımı da oldukça güzeldi. Oyun bittiğinde sanatçıların her bir kasının ayrı ayrı ağrıyacağını düşünerek üzülmekten alıkoyamadım kendimi.
Oyunda rolü daha fazla olan ve sivrilenler olmasına rağmen selamlamaya bütün sanatçıların aynı anda çıkması, eşitliğe vurgu olarak güzel bir detaydı.
Not: Fotoğraflar netten alıntıdır.
2 yorum:
aaa gerçekten merak ettim
Mine'cim bir tiyatrosever olduğunu bilerek bu oyunu seveceğini düşünüyorum. Konu bilindik ama sahneye koyuş verilen tüm emeklere değmiş.
Yorum Gönder