26 Haziran 2010 Cumartesi

Saklanacak Bir Yer



Saklanacak Bir Yer
Elizabeth George

NTV Radyo'da yayınlanan Cinayet Masası'nın takipçilerindenim. Bu kitabın tanıtımını da ilk kez bu programda Sevin Okyay'dan dinlemiştim. Okunan bölümler hoşuma gitmiş ve okumam gerektiğini düşünmüştüm. Kitap piyasaya çıkana kadar unutmayayım diye adını yazıp buzdolabına yapıştırmıştım.

Öncelikle olayların Guernsey adasında geçiyor olması ilgimi çekmişti. Lise yıllarımda Victor Hugo'nun Deniz İşçileri'ni okuduğumda kitaptan çok ekilenmiştim. Kitaptakilerle birlikte kendimi Guernsey Adasında yaşıyor hissetmiş, sonrasında da  her dalgalı denizde, her kayalıklarla denizin buluştuğu noktada hayalimde Victor Hugo'nun Guernsey'i canlanmıştı.

Bu kitapla birlikte çağdaş Guernsey adasıyla buluşacağım için heyecanlanmıştım, polisiyeler de en sevdiğim kitap türlerinden olduğuna göre okumalıydım mutlaka.

Kitapta doğal olarak Hugo'nun tasvirlerinden eser yoktu. Limanın adı geçmeyecekti belli, artık uçaklarla yolculuk yapılıyordu. Toprak patika yolların yerini asfalt yollar almıştı ama gene de kıvrım kıvrım zor yollardı. Bu kez meydanda Victor Hugo'nun heykeli yer almıştı. Kitabın bir yerinde Hugo'nun Guernsey'ini hatırlatan bir şekilde halkın büyücü-cadı geçmişinden bir satırcık vardı.

Kitaba gelince;
Bestseller olmaktan uzak, fazla uzatılmış sıradan bir polisiyeydi. Kitap ilerledikçe herkesin katil olmak için o kadar çok sebebi ortaya çıkıyor ki, doğal olarak hiç sebebi yokmuş gibi görünen kişinin katil olduğunu tahmin ediyorsunuz.

Benim için kayda değer kısımları polisiye ile hiç ilgisi olmasa da dedektifçilik oynayan karı-koca ve iki ayrı ağabey-kardeşin ilişkileriydi.

Bir eşin sabrı, verdiği destek niye diğerini çileden çıkarır? Neden eşler birbirlerini sever ama güvenemezler? Yazarın karşı karşıya getirdiği akil  kocayla duygusal karısının ilişkilerini sorguladım kitap boyunca. -Neden hemen hemen okuduğum her romanda insanlar arası ilişkileri sorgulayıp duruyorum acaba? Bunu da sorgulasam iyi olacak.-

İnsan hayatında çocukluğunu paylaştığı, ortak anılarının olduğu, birbirlerinin maskesiz hallerini bildiği kardeşinin yeri bir başkadır (hele anne baba kaybedilmişse). Küçük kardeşlerin farklı bakışları temeliydi kitabın. Kardeşler arasında sınırsız bir affedicilik düşünebiliyorum, intikam hissini doğuracak davranışlar ve korkunç bir intikam olabilir mi gerçekten bilemiyorum.

1 yorum:

sen dedi ki...

sevgili sarkaç; okuduklarını,seni okuyana da kitabı okumuş gibi hissettirmen çok güzel. Hele sonuç kısmı.Aynı duyguları paylaşmaktan olsa gerek.

Related Posts with Thumbnails