M.Gorki
Üç kitaplık bir seriye ortadan başlamak pek akıl karı değil ama ben öyle yaptım. Gorki’nin kendi yaşam öyküsünü anlattığı seriye ortadan başladım. Ama okumakta hiç zorluk çekmedim, bağlantı kopuklukları yaşamadım.
Bir dönem kitabı olmasına rağmen çok da uzak gelmedi bana. Filmlerde gördüğümüz ya da Dickens’in romanlarındaki kadar yaşanamayacak bir iş hayatı yoktu yazarın. Veya günümüzde de insanlar benzer, belki de daha kötü çalışma koşullarına sahipler, o nedenle farklı gelmedi bana.
Toplumların ortak özellikleri hep ilgimi çekmiştir. Rus yazarların kitaplarındaki ortak noktalardan biri de semavere düşkünlükleri. O kadar hoşuma gidiyor ki hemen semaveri yakmaları, çay demlemeleri. Çocukluğumun misafirliklerini hatırlıyorum. Acaba semaverden kasıtları bizim bildiğimiz semaverler mi diye sorguladığımda kayınvalidemin aile yadigarı semaverinin Rus malı olduğunu öğrenmiştim.
Daha eski Rus yazarlarının kahramanları genellikle aristokratlar veya sınıf atlamaya çalışan nispeten eğitimli kişilerdir. Bu kitapta sıradan insanlar söz konusu. Dikkatimi çeken noktalardan biri de her iki grubun da köylülere bakışı. Köylüleri hep aşağılık, geri, ayyaş ve tembel olarak kabul ediyorlar. Sovyet devrimini ister istemez işçi değil de köylü devrimi olmalı diye düşündürüyor bu bana. Yeni Rus yazarlarını tanımıyorum, kitaplarını bilmiyorum. Ama merak ediyorum, hala sınıf ayrımı yapılıyor ve köylüler aşağılanıyor mu diye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder