Blogculuğa başlayalı bir yılı geçti, bu süre içinde kendi halinde bir blogcu olduğum için analytics programını kullanmaya gerek duymamıştım. Birkaç aydır blogger içine istatistik eklendiğinden beri merakla verileri izliyorum. Beni hayrete düşüren en çok tıklanan tarifimin patlıcanlı bulgur pilavı olması. Herkes zaten biliyor bu yemeği yapmayı diye düşündüklerim en çok görüntülenenler olmuş.
Demek ki sadece izleyicilerim bakmıyor tariflerime, zaten onlar bizatihi yemek ustaları olduğu için fikir almak dışında tarif almaya da ihtiyaçları yok aslında. Fark ettim ki mutfakla şimdiye kadar arası iyi olmayan, ama bundan sonra mutfağın sesine kulak vermek isteyenler de izliyor blogumu. Ben de gönül rahatlığıyla basit ama lezzetli tariflerimi vermeyi sürdüreceğim bu durumda.
Basit ama çok sevdiğim yemeklerden biri de kıymalı patates yemeği. Çocukluğumdan beri çok severim. Sevmemin iki ayrı nedeni vardı. Biri lezzeti, ikincisiyse bol sulu bir yemek olmasıydı. Bir kabın içine çokca ekmek doğrayıp üzerine kepçe kepçe suyundan gezdirirdim. Kıymanın tadı ve kokusu geçmiş olan bu suyla ıslanmış ekmeklerle bahçedeki bütün kedileri doyurmak mümkün olurdu. Şimdi yapmamın tek sebebi lezzetini seviyor olmamız, kedimiz hariç.
Malzemeler
4 orta boy patates
1 orta boy soğan
2 adet yeşil sivri biber (mevsiminde ise)
150 gram kıyma
2 yemek kaşığı sıvı yağ
2 çorba kaşığı salça
3 su bardağı su (su miktarı patates helmeleşen cins ise artabilir)
Tuz, acı kırmızı pul biber
Yapılışı
Patatesler kabuğu soyulup yıkandıktan sonra küp küp, soğanlar yemeklik doğranır. Biberler çekirdekleri çıkarılıp yıkanır ve büyükçe halkalar halinde kesilir.
Soğanlar 2 yemek kaşığı sıvı yağda hafif pembeleşene kadar çevrilir. Kıyma eklenerek rengi değişene kadar kavrulur. Kıyma tamamen yağsız ise bir kaşık daha yağ konabilir. Üzerine biberler (biberlerin erimemesi için soğanla birlikte kavurmuyorum) ve patatesler eklenerek yaklaşık 5 dakika kavrulmaya devam edilir. İki yemek kaşığı salça ilave edilir ve salça iyice karışana kadar çevrilerek kavrulur. Tuz ve pul biberin ardından üzerine 3 su bardağı sıcak su konur ve patatesler yumuşayana kadar orta ateşte pişirilir.
Afiyet olsun.
15 yorum:
Sarkaçcım; tariflerin pratik ve anlatımın insanın gönlünü okşuyor.Sen yoğurt nasıl hazırlanır diye bir post hazırlasan bile harfi harfine okurum inan ki..
İçerde ve dışarda izleyenlerin de benim gibi düşünüyor olmalılar..Söylediğin gibi ana tarifleri en pratik haliyle arşivde bulundurmakta fayda var..
Bu yemek de annemin klasiklerinden,senin anlatımınla tadını damağımda hissettim sanki,emeğine,yüreğine sağlık..sevgilerimle..
merhabalar:))
deniz ben nam-ı diğer kalpkurabiye:))
sevgili yeşim in (lezzete dair ne varsa) bloğunda takip edilen bloglarda en sevdiğim yemeği görünce gelme ihtiyacı hissettimm tam da sevdiğim gibi hazırlamışsınız ellerinize sağlık:))
dediklerinizde de kesinlikle haklısınız her türlü tarife yer vermeli kesinlikle:))
görüşmek ve güzel paylaşımlarda bulunmak dileği ile..
sevgiler..
Bizim evdede çok sevilir bayılırım özellikle kış aylarında.Aslında her tarife yer vermeli çünkü hiç yemek bilmeyenlerde bakıyor ellerine sağlık sevgiler...
Çok güzel, çok leziz ve iştah açıcı görünüyor. Ellerinize, emeğinize sağlık.
Saygılar.
DUYURU
Bloglardan Seçmeler 24 Kasın 2010 günü ÖĞRETMENLER GÜNÜ özel sayısı olarak yayınlanacaktır.
Katkı sağlamak isteyenler, öğretmenlerimizle ilgili her türlü yazı ya da başka çalışmalarını
29 Ekim 2010 gününe kadar Bloglardan Seçmeler'e gönderebilirler.
İlgi göstereceğinizi umuyorum.
Sevgi ve saygılarımla
Sabahattin Gencal
havalarda soğudu oh mis gibi yanınada turşu ama biber turşusu çok severim:))
ellerine sağlık canım biz sadece izleyenlerimize hitap etmiyoruz burdan pilav pişirmeyi bile bilmeyip bloglardan öğrenenler var o yüzden en basit dediğimiz yemeği bile koymalıyız bloga bencede zaten her yiğidin yoğurt yiyişi farklıdır birbirimizden öğreniceğimiz çok şey var :)
sevgiler...
Mmmmm... En sevdıgım yemektir.Çatalla ezeceksın patateslerı, dökeceksın uzerıne karabıberı bolca, kıymalara bandıra bandıra ekmegı yıyeceksın =)
Ellerıne saglık !
Merhaba Zeliha'cığım. Kalp kalbe karşı. Ben de seni zevkle okumaya devam edeceğim. Anne klasiklerinin yerini de hiç bir şey tutamaz değil mi? Muhabetle.
Merhaba Deniz, Merhaba Kalp Kurabiye. Her iki ismin de hitap etmek için çok güzel. Hoşgeldin. Yeni paylaşımlarda buluşmak üzere sevgiler.
Merhaba Mine, aynı düşünceleri paylaşıyor olmaktan mutlu oldum. Sevgiler
Merhaba Fuat Bey çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için.
Merhaba Sabahattin Bey, çalışmalarınıza gıpta ediyorum, başarılar diliyorum.
Merhaba Yeşim. Aslında bloga başlarken amacım çocuklarım ve kendim için resimli bir tarif defteri oluşturmaktı. Sonra kendimi ifade etme, rahatlama aracı da oldu benim için. Ardından izleyicilerim olmaya başlayınca baktım ki o kadar güzel yemekler ve sunumlar yapılıyor ki. Basit bilindik tarifleri koymaya çekinmeye başlamıştım ta ki istatistik verilerini değerlendirmeye başlayana dek. Şimdi sizlerin de görüşlerinizi öğrenince tarif yayınlama konusunda kendimi daha özgür hissedeceğim. Hepinize taşekkürler.
Merhaba Ecenur'un sevgili Mine'si aynen anlattığın gibi yemeyi çok seviyorum, tam zevkdaşmışız. Sevgiler
Evet, basit tarifler de çok tıklanıyor. Herkes sizin kadar yemek yapmakta usta değil ki zaten. Size basit görünen tarifleri yapmayı bilmeyen çok kişi var.
Yeni evli iken internet olsaydı, herhalde ben de takip ederdim basit tarifleri bile. Zira yemek yapmayı çok da bilmiyordum. İşten yorgun argın gelip apar topar yemek hazırlamaya çalışıyordum. Eşim de sağolsun iyi hazırlanmış yemek sofrası isteyenlerdendi (hala da öyledir).. Onun bu titizliği yüzünden jet hızıyla öğrendim herşeyi, daha doğrusu öğrenmek zorunda kaldım:) Yemek kitaplarına, bazen de anneme vs. başvuruyordum. Ama şimdi internet var. Hele de "Sarkaç" var, değil mi? Yeni evlilerin, acemilerin işi artık daha kolay. Sevgiler...
Sevgili Sihirli Yazılar, inanın usta değilim hatta yorgun argın eve gelip yemek yapmak zorunda kaldığımda "mutfağı görmek istemiyorum, yemek yapmak zorunda olmayı hiç istemiyorum" diye sızlandığım günler hiç de az değil, mutfağa girerek, yemek yaparak dinlenebilen şanslı insanlardan değilim. Şanslı kabul edeceğim yanım ise annemin cinsiyet ayrımı yapmaksızın hem ağabeyime hem de bana ev işlerini öğretmesiydi. Aslında şimdi genellikle ondan öğrendiklerimi paylaşıyorum.
Herkesin yemek yapabileceğine inananlardanım. Sadece öncelik sırasına dizildiğinde bazı kişilerde yemek ön plana çıkıyor bazen hobi, bazen (ev)iş(i) olarak.
Yemek konusunda danışmaya gelince hepimiz danışıyoruz ve yeni şeyler öğreniyoruz, işin ilginç tarafı acemi olduğunu söyleyenlerden veya mutfağa fazla zaman ayıramayanlardan daha da çok şey öğreniyoruz. Sizin dünya mutfakları serinizden yararlanmadığımı mı sanıyorsunuz?
Zarif iltifatınıza gönülden karşılık veriyorum ve iyi ki "Sihirli Yazılar"ımız var da geçmişimizden, günümüzden, olası geleceğimizden zevkle okuduğumuz yazı ve paylaşımları ile haberdar oluyoruz diyorum. Sevgiler...
Canım sarkaç ım, kıymetli yorumcular o kadar güzel yorumlar yapmışlar ki, ilave sözlerin yavan kalacağından korkuyorum. Senin kaleminle, patates yemeği suyunun, kediciklere ziyafet sofrası oluşu gözlerimi yaşarttı. Allah bütün sevdiklerinizi size bağışlasın,sizi de sevdiklerinize. Bu güzel paylaşımların devamı dileğiyle...
Sevgili Aşiyanda, hiç bir görüş, hele de sizden gelmişse yavan olamaz, böyle düşünmek hem bana hem de kendinize haksızlık olur.
Yazın bolca balık olduğu için kedileri doyurmak zor olmazdı. Kışın ise genelde zeytinyağlı sebzelerle beslenen bir ailenin sebzeye pek de iyi gözle bakmayan kedileri doyurması zorlaşırdı. Ama annem patates yemeği pişirince değmeyin keyfime.
Bu yemeği çok severim ve ne zaman görsem aklıma şu fıkra gelir...
Adam yamyammış
akşam işten gelmiş ve hanımına seslenmiş
hanım yemekte ne var ?
karısı mutfaktan seslenmiş
hayatım patetesli muttafa (mustafa ) varrr ;)
sevgiler..........
Hoşgeldin Yıldız, hoşgeldin gülümseme.
Evde hiç bir sebze olmadığında sığınma yemeğimdir. Ellerine sağlık..
Yorum Gönder