21 Ekim 2010 Perşembe

13.Basamak



13.Basamak
Ruth Rendell

Kadın polisiye yazarlarını  çok seviyorum. Sadece suçla kalmayıp insan pikolojisini ön plana çıkardıkları için seviyorum yazdıklarını. Ruth Rendell  de benim için ön sıradaki yazarlardan. 13.Basamak gibi basmakalıp bir ismi de olsa yazarını sevdiğim için aldım kitabı.

Kitaptaki yazım hataları beni yine çileden çıkardı. Çokca kitap basan ve oldukça da pahalıya satan bu yayınevini hoşgörmem imkansız. Ben de blog yazarken pek çok yazım ve anlatım hataları yaptığımın farkındayım ama ben profesyonel bir yayıncı değilim ve yazılanlardan para kazanmıyorum.  Yayınevlerinin yazım hatalarını gözden geçirip düzeltmemelerini aklım almıyor ve bir müşteri olarak aldatılmış hissediyorum kendimi.

Kitap dört karşılıksız aşk üzerine kurulmuştu. Aşıklardan biri cinayete kurban gitti,  biri hakettiği hapse düştü,  biri gerçeği görüp vazgeçti  ve bir diğeri umudunun karşılıksız olduğunu görmeden öldü. Çok basit bir özet verdim galiba. Ama ben zaten hiç kitap özeti vermem ki.

Bu kez kitabı eskiden okuduğum polisiye veya gerilim kitapları gibi okuyamadığımı farkettim. Bir genç kız annesi olunca okuduklarımdan huzursuz oldum. Ruhsal dengesi bozuk bir insanın olayları nasıl yorumladığı, sıradan davranışlardan nasıl çıkarımlarda bulunduğu, kendisini nasıl haklı gördüğü önüme serilmişti. Huzursuz oldum gerçekten, böyle patolojik bir insanı farketmek  ve önlem almak pek kolay değil.

Kitabın arkasında okuru sarsan beklenmedik bir son diyordu. Beni sarsan beklenmedik bir son bulamadım. Sanırım kastettiği hayalet. Hayalet sarsmak değil, katili ruhsal dengesi bozuk olarak kabul etsek de hallusinasyon görecek bir psikoz vakası olmadığını, neredeyse normal bir insan olduğunu göstermesiyle etkiledi beni.

Bir de ayrıntı; Yazar yaşlı bir kadını anlatırken, sokağa çıktığında başına bir şey gelir de hastaneye götürülürse diye en yeni iç çamaşırlarını giyen kuşaktan diye tanıtıyordu onu. Ne kadar tanıdık bir kuşak.

Rahmetli annem her uzun yola gidişinde cam, çerçeve, mutfak, dolap her yeri temizledikten sonra çıkardı evden. Gelene kadar nasıl olsa her yer toz olacak niye kendini yoruyorsun bu kadar denmesine rağmen. Evine başkaları girecek olursa en ufak bir kir, en ufak bir yayıntı görmesinler isterdi. Ve evinden uzakta vefatının ardından yedi duası için evini açtığımda toz almaktan başka hiç bir temizlik yapmam gerekmemişti.

Kendime hayret ediyorum bazen, bir polisiye gerilim romanından söz ederken bile gene gelmişim rahmetli anneciğime. Mekanı cennet olsun.

9 yorum:

nesrin dedi ki...

Annen dua istedi belki. Ben rahmetli babaannemden bu kusagi biliyorum. Iki cümleyle özetledigin olayi ben de bir okumak isterdim. Sevgiler...

Âşiyanda dedi ki...

Mühim olan okunanların insanın üzerindeki etkileri. Yorum çok güzel,ibret ve tedbir yönüyle düşünüldüğünde.. Ama beni alıp götüren zaman tüneli, gözyaşlarına sebep olan son satırlar...

Unknown dedi ki...

Hiç polisiye okumadım şimdiye kadar ? Zaten o tarz olaylardan,filmlerden,dizilerden de korkarım :)
İçinde mizah olmalı ilgileneceğim şeylerin,duygusallık vs.Ama polisiye,gerilim sözkonusu olunca''yok ben almıyım'' moduna girerim.Ama merak etim baştan,soradan genç bir kız annesi olarak bakış açını değerlendirince,''aman boşver''dedim kendime,sarkaç ablam bile huzursuz oluyorsa,sen otur oturduğun yerde dedim :)
Her olayda annenden birşeyler buluyor olman da ayrı bir güzellik bence..Herşeyde onu hatırlamak..
RABBİM en güzel şekilde en güzel mekanda kavuştırsun sizleri..Gönül dolusu sevgilerimle..

Unknown dedi ki...

Genç kızken çok kitap okurdum ama ar
tık gün bana yetmez olduı:))İnşallah
emekli olunca bol bol okurum.Sevgiler

sarkaç dedi ki...

Sevgili Nesrin, ne güzel demişsin.Dua için bir vesile oldu gerçekten.

Sevgili Aşiyanda, o zaman tünelinde gidip gelmeler yok mu...

Sevgili Zeliha, insanın kendini lüzumsuz yere germesinin hiç gereği yok. Zaten yaşamda yeterince gerginlik var. O nedenle sana bu kitapları okumamakla birşey kaybetmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.
Polisiyeler bulmaca çözer gibi hoşuma gider.Ama bu kitabı farklı bir gözlükle okuyunca beni gerdi malesef.

Sevgili Derya, 24 saatin yetmediği günleri yaşıyorsun sanırım. Kolaylıklar ve güzellikler diliyorum.

susamcorekotuFeriha dedi ki...

HAYIRLI CUMALAR SEVGİLER

sarkaç dedi ki...

Sevgili Susam Çörekotu, Amin, allah dualarımızı kabul etsin

A Kadir Bekçi dedi ki...

Yazılarınızdan annenize olan düşkünlüğünüz belli oluyor.Bende anneme çok düşkündüm.İkisininde ruhu şad olsun.

sarkaç dedi ki...

Değerli Kadir Bey, annelerimiz ne kadar özel. Ruhları şad olsun.

Related Posts with Thumbnails