Çocukken su muhallebisini sevmezdim. Dışına değdiği kadarıyla pekmezin tadını alabilirdim, içi sütsüz, şekersiz. Doğal olarak lezzetsiz gelirdi bana.
Sonra, yapan elleri kaybedince, özlemeye başladım. Ara ara kendim için yaptım, mutlulukla yedim.
Yiyecekler sadece ağıza verdikleri tatlarıyla sevilmiyormuş. Onu yerken gidilen o dünya, capcanlı hayaller, hissedilen sevgiler veriyormuş asıl tadı.
Kanıtlarından biri de benim için su muhallebisi. Şimdi bana lezzetsiz gelmiyor, içinde çocukluğumun mutluluğunu barındırdığının farkındayım.
Sevgili SusamÇörekotunda gördüm su muhallebisini. Benim bildiğimden çok farklıydı. Yöresel fark mı acaba dedim. Biraz aradım. Mis Kokulu Lezzetler Mine de annem gibi yapmamıştı ve iki tarifin de beğenilmemesi mümkün değildi. Araştırmaya devam ettim. Birbirinden farklı da olsa her tarif mutlaka süt, şeker, gülsuyu içeriyordu.
Demek ki ninemin, annemin yaptıkları su muhallebisi değilmiş veya kendince su muhallebisiymiş diyelim.
Bilmiyorum savaş ve yoksunluk yıllarının değiştirdiği bir tatlı mıydı ?
Şeker yok,
üzüm bol oysa ki, yerine pekmez o zaman,
süt az,
tatlıya harcamayalım, peynir lazım yoğurt lazım, yağ lazım mı denmiş de bu tatlı ortaya çıkmıştı acaba?
Üstelik badem, ceviz gibi bahçede bulunabilen kuruyemişler de eklenmezdi üstüne nedense.
Ama niye pekmez içine pişerken konmuyordu acaba? Sütüme Sarelleme Karışmada gördüğüm nişe helvası gibi. Bilemiyorum... Soracağım büyüklerim de yok artık.
Üstelik badem, ceviz gibi bahçede bulunabilen kuruyemişler de eklenmezdi üstüne nedense.
Ama niye pekmez içine pişerken konmuyordu acaba? Sütüme Sarelleme Karışmada gördüğüm nişe helvası gibi. Bilemiyorum... Soracağım büyüklerim de yok artık.
Ninem için yemeklerin güzel olması için tek koşul vardı örneğin. "Kellem kadar yağ kat da ne katarsan kat"
40-45 kiloluk bir kadındı böyle konuşan. Savaşların ve kıtlık yıllarının belleğine kazıdığı bir şey miydi bu acaba?
Şeker de süt de bulunmasına rağmen bu tatlı bizim evimizde yaşamayı sürdürdü. Ben her zaman sütlü, pirinç unlu muhallebiyi tercih ederdim ya da en azından portakallı paluzeyi. Ama babamın bu tatlıyı ne büyük zevkle yediğini hatırlıyorum.
Galiba artık terk edilmiş bir lezzet. "Bilemiyorum"larımı, "soru işaretleri"mi bir kenara bırakayım da, nesli tükenmeden yazılı kayda geçireyim. Belki bir gün seveni çıkar.
Malzemeler basit
1 çay bardağı buğday nişastası (Annem nişastayla yapardı, ninemin yokluk zamalarında nişasta kolay bulunuyor muydu merak ediyorum)
3 su bardağı su
Yapılışı da çok basit.
Nişasta tencereye konur. Üzerine su ilave edilir. Orta ateşte koyulaşana kadar karıştırılarak pişirilir. Kaynamaya başladıktan sonra 2-3 dakika kadar daha karıştırılarak katıca bir kıvam elde edilir.
Pelte yayıldığında iki santimden fazla yükseklite olmayacağı şekilde bir kap seçilir. Sudan geçirilip, suyu süzülür. Pişen pelte içine dökülür.
Oda sıcaklığına gelene kadar beklenir, soğuyup katılaşmasını tamamladıktan sonra dilimlere kesilir. Üzerine pekmez gezdirilip kaşık kaşık afiyetle yenir.
Oda sıcaklığına gelene kadar beklenir, soğuyup katılaşmasını tamamladıktan sonra dilimlere kesilir. Üzerine pekmez gezdirilip kaşık kaşık afiyetle yenir.
44 yorum:
Canımm elelrine sağlık ben çok severim su muhallebisini.Ben pudra şe
keri ile yaparım harika olmuş öpüyo
rum.
harika bir görüntü arkadaşım.ellerine sağlık.sevgiler.
ellerine sağlık canım,nefis olmuş.
sarkaçcım ya çok güzel anlatmışsın.. ruhları şaad olsun yapan ellerin...
nefis gözüküyor ben yapmadım muhallabicide yediğimiz bir lezzet sadece...
sevgiler canım..
Wow! harika bu sunum! bayildim! ye beni diyor :)
ellerine saglik canim.. sicacik sevgilerimle.. mutlu kal.
Ne güzel anlatmışsınız ellerinize ruhunuza sağlık
çok güzel görünüyor...anneannelerimizin tarifleri bizim kadar ayrıntılı değil ne yazık ki.. ama onlaın lezetlerine eşlik eden birlikte olmanın tadı var ya... ona doyum oolmaz... çok özlüyorum anneannemin sofrası etrafındaki sofra başı muhabbetlerini... gurbette olunca, büyükler iyice yaşlanıp, güçten düşünce mahrum kalınıyor güzel sohbetlerden, güzel yemeklerden...sofra başındaki sohbetlere "acaba ne zaman bir araya geleceğiz" yada "bir daha bir araya geldiğimizde yine hepimiz bu sofra başında olabilecek miyiz" soruları eşlik ediyor...içim burkuldu yazdıklarını okuyunca... Allah büyüklerimize uzun ömürler versin inşallah...
nefis bir görüntü,çok beğendim.ellerine sağlık.sevgiler.
Mehaba canım eline sağlık ne güzel demişsin eskiden yapılan lezzetlerin nasıl da unutulmadığını,Bizde de annem yapardı dedem çok severdi. Biz hiç sevmezdik senin gibi.Nişasta helvası derdi bizimkiler sevgiler...
Çok haklısın Sarkaçcığım,yiyecekleri tatlı kılan,damağa verdiği lezzet değil sadece..
Okudukça bazı yemekleri yediğim zamanki lezzetin yanı sıra,hissettiğim huzur ve mutluğu yaşadım sanki.
Bir nevi dejavu durumu oldu,maziyi düşününce..
Savaş ve yoksunluk muhakkak etkilemiştir lezzetleri..
Ama çok güzelmiştir eminim o zamanlardaki herşey..
İçinde bol sevgi ve samimiyet olan her şey gibi..
Pekmez de konulabilir bence :)
hiç denemedim ama,olabilirmiş gibi..
Görüntü çok güzel..
Buralarda doğumdan sonra çok sık yapılır :)
Öyle bir durumda müracat edeceğim yerlerden bitanesi burası :)
Şimdiden teşekkürler ablacığım..
sevgilerimle..
Ben de çok severim şekersiz muhallebinin üzerine pekmez döküp yemeyi.Annem yapardı yeniye kadar.Şimdi yardımcısı yapıyor artık.Arada sırada da olsa ben de yapıyorum.Bana göre en hafif tatlıdır.
Su muhallebisini pek sevmem ama görüntüsü beni öyle cezbetti ki acaba bir daha denesem mi diye düşünmeden de edemedim.
çok güzel bizde de nişasta su şeker ve birkaç damla gülsuyu ile pişer su muhallebisi ve şerbet boyasıyla hazırlanan kırmızı şerbet dökülür üzerine yaz günlerinde buzla servis yapılır... pekmezli hiç yemedim ama süper görünüyor ellerine sağlık canım
hem hafif hemde leziz.. pekmez de ayrı güzel durmuş.. ellerine sağlık..
Çok güzel bir anıydı... Çocukluk yıllarımın ağız tadını ve duygularımı
hatırlattı. Evet, ben de sevmezdim ne yazık ki Su muhallebisini. Ama o kaybettiklerimiz var ya, o soramadığımız sorular... :((
Öyle bir zamanda yayınladınız ki şu muhallebi tarifini,"hadi" dedim "bakalım ben de becerebilecekmiyim?" Galiba da becerdim,şu an kulaklarınızı çınlatarak yiyorum,tşk.ederim.
değişikmiş ellerine sağlık canım güzel görünüyor
ellerine sağlık sevgili sarkaç. yazın ve anlatımın çok duygulu. fotoğraf harika. ben böyle sade lezzetlere bayılırım aslında. çok akıllıca gelir sadelikten lezzet yaratmak. pekmez çok yakışmış olmalı. denemek tatmak lazım. eline sağlık tekrardan. sevgiler.
biraz hüzünle okudum yazını canım..yokluk zamanları yaşanmış hem de uzun yıllar boyunca..ah anneler,o maharetli elleriyle neler de icat etmişler mutfaklarında..su muhallebisini hiç denemedim,ama tadını çok merak ettim şimdi..
ben küçükken evde şeker olmayınca annem çayımıza reçel katardı.ben hemen farkederdim ama kardeşim anlamazdı..o günleri anımsadım içim bir hoş oldu...
Bir bloguma bakayım dedim, sağ tarafta fotoğrafını gördüm, dur sonra yorum yaparım dedim, içime sinmesi açtım okudum! nefissss olmuş nefissss!!! Bir de beni ayrıca mutlu ettiniz, çok teşekkür ederim. Bu tatlıyı yapar üzerine şeker yakar koyardık, pekmez de onun yerine hem de bence yanık şekerden daha faydalı... Ellerinize sağlık! Evde yapılan su muhallebisinin yeri ayrı bende, dışarıdakilerin tadı hiç ama hiç ev gibi değil...
savaş zamanı yaşamış insanların hayata bakışı, o tutumluğu değişik gelirdi bana tabii çocukken anlayamıyor insan herşeyi değerlendiriyorlar, eğer yemekse değişik lezzetler çıkabiliyor ortaya ... öte yandan çocukken sevmediğimiz bir şeyi hele de anıları varsa nasıl da sever oluyoruz o günlere götürdüğü için bizleri... böyle anlatınca hiç yemediğimve yapmadığım su muhallebisine kanım kaynadı
kaydettim bile denemek için
güzellikleri her daim yaşatmak dileğiyle, sevgiler...
Görüntüsü beni mest etti...Ama bende sevmem ve dediğin gibi eskiden üst komşumuz olan İzmirli yaşlı teyze yapıp getirirdi aynı senin gibi içinde süt ve şeker bulunmazdı.
Bu yazıda bana en çok koyan soracak büyüklerimde yok artık oldu..Çok duygusallaştım sanırım bu ara:(
Herşeyin zamanında kıymetini bilsek ne kadar iyi olur değil mi? Ama olmuyor herşey geçtikten sonra anlıyoruz. Tatlını çok beğendim süper görünüyor ellerine sağlık canım afiyetler olsun.
canım ablacım ellerine sağlık:)
içinde ne çok hikayeler anılar biriktirmiş bu tarif..
seni nerelerden nerelere götürmüş..
çok özel..
mutlu akşamlar dilerim ablacım..
Su muhallebisini hiç yemedimde denemedim de ama eminim çok hafif olacaktır senin fotoğraflardanda çok güzel olduğu her halinden belli. bloğuma bıraktığın değerli yorumun için çok teşekkürler. sevgiyle kal.
Derya'cığım, ben de yeni öğrendim şekerlisini, öyle denemeyi de düşünüyorum.
Sevda'cığım teşekkür ederim.
Sevgili UmutluHayat, teşekkür ederim.
Sevgili YemekBirAşk, amin canım.
Hasret'ciğim çok teşekkür ederim.
Teşekkür ederim Sevgili Kendimce.
Emine'ciğim, ne kadar duygulu anlatmışsın. Şartlar bizleri ailemizden uzaklara düşürebiliyor. Mandalin Çıkmazı Sevgili Yıldız, son yazısında diyordu ya gidemiyorsanız bir telefon açın diye, artık sofrada bir arada olmak zor olsa da sesimizi duyurarak kalplerimizin bir arada olduğunu farkettirmeliyiz onlara. Çok çok hakediyorlar bunu.
Sevgili Arzu, teşekkür ederim.
Özgen'ciğim demek sizin evde de vardı bu tatlı. Ve bizdeki gibi büyüklerin beğendiği...
Zeliha'cığım, bu tatlının hala yaşadığına çok sevindim. Ve lezzetler yaşattıkları ile daha bir anlam kazanıyor, bizim çocuklarımız da bizim yaptıklarımızla ilgili böyle düşünecekler sanırım.
Sevgili KahveKeyfi, inanın bu tatlının yaşadığına çok sevindim. Annenize sevgilerimi iletin lütfen.
Sevgili Nilgün, anıları olmasa ben de sevemeyeceğim bu tatlıyı.
Nesli'ciğim ben de yeni öğrendim o şeklini. Deneyeceğim inşaallah.
Sevgili Aylin'in Defteri, teşekkür ederim.
Sevgili Aşiyanda, bütün mana orada değil mi?
Değerli AğzıBozukDüşmanı, sizin yapamayacağınız bir yemek düşünemiyorum. Umarım beğenmişsinizdir.
Hande'ciğim teşekkür ederim.
Sevgili Mimosa Cafe, şöyle bir düşününce, ne kadar haklısın. Sade, duru lezzetler bunlar. Ve bunu bilerek tadına varmalı.
Sevgili Filiz, imkansızlıklara rağmen çoluğuna çocuğuna eksiklikleri hissettirmemek için hep çaba göstermişler. Hayatı güzellikleriyle birlikte devam ettirmişler ve ettiriyorlar. Teşekkür borçluyuz onlara.
Sevgili SütümeSarellemeKarışma, blogundan çok şey öğreniyorum, ellerine sağlık. Şeker yakılarak yapılan su muhallebisini şimdi öğrenmiş oldum. Bir su muhallebisi adı altında ne kadar çok lezzet üretmişiz. Yöresel özellikler, ekonomik durum, kimbilir daha neler yeni lezzetler çıkarmış ortaya.
Mine'ciğim, yazdıkların benim duygularım benim düşüncelerim. Kendimi buldum yazıklarında.
Aylin'ciğim, İzmir'in lezzeti galiba bu. Aylin'ciğim ne olur:( olma daima :))) ol. Hayat böyle işte, kabullenmek zorundayız.
Handan'cığım, insan olmak böyle bir şey galiba.
Deniz'ciğim yaş ilerleyince, özlemler artıyor. Bu günlerini dolu dolu yaşa, herşeyin bir değeri olduğunu bilerek.
Sevgili Şükran, teşekkür ederim. Sadeliğini kabul ederek yemeli, hayal kırıklığı yaşamamak için.
oO!!
hep merak ederdim şu su muhallebisini.en çok da lezzetini.söylesene arkadaşım normal muhallebimi güzel.bu mu?çok merak ediyorum.güzel görünüyor ayrıca eline sağlık canımcım...
Sevgili Minti, benim için su muhallebisi lezzetini anılardan alıyor. Normal muhallebi bana her zaman daha lezzetli geldi. Ama en azından bir kez tadıp kendi kararını vermen daha iyi olur sanırım.
Ne güzel akıl etmişsin arkadaşım. Ben de çok fazla sevmezdim ama, işin içine pekmez girince hem görüntü harika olmuş, hem de lezzeti daha güzel olmuştur eminim.
Hemen kaydettim tarifini ilk fırsatta deneyeceğim.
Ellerine sağlık olsun...
Sevgiler:))
Girişte yazdıklarınıza katılıyorum, beni de çoğu lezzet hep çocukluk zamanlarıma götürür, bazen o mutlu günleri hatırlattığı gibi bazen de belirttiğiniz şekilde hüzünlendiriyor :( Bu arada su muhallebisi de çok hoş görünüyor elinize sağlık.
Harika görünüyor ellerine sağlık,sevgiler
Ayy bende biran cocukluguma vede Adanaya gidip geldim. Sizin su muhallebisi dediginiz bizim cici bicinin muhallebisi su, seker, gülsuyu ve serbetboyasindan bir karisim dökülür, üzerine buz ve pudra sekeri ile yenilir. Nasil canim cekti simdiiiii :).
Cocuklugumdan da hatirliyorum aynen senin yaptigin sekilde paluze yapilir
tereyagi yakilir pekmez ilave edilir sogutmadan sicak sicak lohusa kadinlara yada yeni ameliyat olmus hastalara verilirdi. Onu hatirlardim.
Ellerine saglik nefissss
sevgiler
Bereket Sofrasi Sükran
Canım ellerine sağlık, aaah ah o eski lezzetler, ahh mazide kalan çocukluklarımız,geçmişe götürdün beni...
ÇOK GÜZEL ANLATMIŞSIN:)
BALIKESİRİMİZİN HÖŞMERİM TATLISININ HİKAYESİ DE BUNA BENZER
NİTELİKTE OKUMAK İSTERSEN BENDE MEVCUT
ELLERİNE SAĞLIK,ŞİFA OLSUN
Alerjisi olanlar icinde harika bir alternatif. Süt ürünlerini yeterince aliyoruz. Fazlasi o kadar iyi bir sey degil. Bu tarifi muhakkak deneyecegim. Belki yarin. büyüklerimiz ne yaparlarsa güzel olur. belki o yüzeden sen de bu kadar dogal acik gönüllüsün. Senden ögrenecek cok sey var. Sevgiler...
Sevgili Dokuzuncu Bulut, pekmez ihmal ettiğimiz bir gıda, bu sayede bir kez daha hatırladım ben de.
Sevgili Ege, çoğu kişi farkında olmadan ya da olarak yiyecekler sayesinde geçmişe yolculuk yapıyor değil mi?
Sevgili Şükran, ben de duydum o tatlıyı, denemek isterim. Yerel lezzetleri çok seviyorum çünkü.
Sevgili Mekila'cığım, dur daha benim yaşıma gelince başlayacak asıl geçmişe yolculuklar.
Sevgili SusamÇörekotu, nasıl unutum o güzel öyküyü. Okumuştum sizin yazınızı.
Sevgili Nesrin, o yönünü hiç düşünmemiştim. Ne kadar haklısın tam glutensiz ve süt proteinsiz bir tatlı. Bak görüyor musun, asıl ben sizlerden neler öğreniyorum ya da yaptıkarımın farkına varıyorum.
Teşekkürler her yzadığın için.
zaman buldukça senın bloga bakıyorum hemen, yorum yazamasam da, sunumlarının mükemmeliğinde , resimler sayesinde yapmış - yemiş kadar oluyorum vallahi :) Ellerine sağlık, hepsi harika ! Kızım için not ettim bunu, kesinlikle eski tadları bilmeleri gerekiyor.Doğal-tabi ve hormonsuz lezzetler =)
Taifini bugün yayinladim. Bakalim begenecek misin? Sevgiler...
Sevgili Mine, çocuklarımız bol şekerli, kremalı ve katkılı tatlara alışmak zorunda bırakılıyorlar. Bu tatları öğrenip sevmeleri beni çok mutlu eder.
Nesrin'ciğim, sen yaptıktan sonra beğenmemem mümkün değil, ama bu eski tarifi uygulamanın beni ne kadar duygulandırdığını bilmeni isterim.
Ne kadar guzel yazmissiniz. Dediginiz gibi insanlar bazi tatlarin guzelligini ancak "yapan elleri" kaybedince anliyor.Onlar bizlere el verdi aslinda, bundan sonra bu tatlari biz devam ettirecegiz..
Sevgiler,
Asuman
Harika olmuş canım ellerine sağlık. Seyrederken bile yemiş kadar oldum :)
Merhabalar; Ahme Umit'in "Sultani Oldurmek" adli kitabinin bir kisminda teyze kizinin elinde titreyen bir su muballebisi ile kapisina geldigini anlatan cumle sonucunda aklima dustu bu su muhallebisi... Damagimda okulun kapisinda kasketli dedenin seyyar olarak sattigi o nefis lezzeti hissettim. İcinde hic sut olmayan ve yok denecek kadar sekerin bulundugu o seffafa yakin titrek muhallebinin nesi vardi da bayiliyorduk ona bilmiyorum ama hala yerken bayilacagimdan emin olduhum icin bu ozledigim lezzeti yeniden taymak icin internetten arastirmaya basladim. Karsima cikan tum tarifler ne yazik ki sut iceriyordu. Sutle yaparsam o tadi yakalayamayacaktim. Tam umodimi yotiyordum ki son anda sizin blogunuza da goz atmak istedim ve "İste bu!" dedim. Tarifinizi cok olculu buldum hatta yaptim bile 5 dk gibi kisa bir surede neredeyse. Yalniz ben pekmezli degil de 4/1 olcuunde toz seker ve 1 corba kasigi da gul suyu ekledim tarife. Suan dolapta sabirsizlikla soguyup titrek hale gelmesini bkliyorum. İcten anlatiminizin beni de cok etkiledigini soylemeden edemeyecegim. Tarif iin sonsuz teselkurler! Sevgiler! Saniye Ondar
Sevgili Arnavut ciğeri, Sevgili Yelda ve Sevgili Saniye, bloguma uzun süre ara verince yorumlarınızı cevapsız bırakmışım farkında olmadan. Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim. Evet, sanırım biz aldık o bayrağı ve bizler yaşatacağız yaşatabildiğimiz kadar.
Değerli Saniye Hanım, içten paylaşımınız beni çok mutlu etti. Dilerim keyifle lezzetle yemişsinizdir titrek su muhallebisini. Bu sütsüz tatlının berrak lezzetini arayanların olması ne güzel. Tekrar teşekküler.
Yorum Gönder