6 Haziran 2009 Cumartesi

Flaubert'in Papağanı


Julian Barnes
Benim gibi kitap okurken hemen hemen hiç not alamayan birine kitapda dört tane işaret koyduran kitap. Bir iki basit cümleyle o kadar çok şey anlatıyordu ki imlemeden geçemedim.
Alay, hüzün, nefret, sevgi, ihanet, başkaldırı, boyuneğiş, kabullenme... Herbirini çok hissederek okudum.
Flaubert özelinde anlatılanlardan çok, kitabın kahramanının düşünce ve duyguları etkiliyor inasanı. Kitabın başlarında Madam Bovary'i tekrar okumalıyım dedim. Ama sonra kitap öyle ilerledi ki, aslında anlatılan Flaubert ya da onun eserleri değildi. Kitabın kahramanı öyle ince alaylarla yaklaşıyordu ki Flaubert'in yaşamına, ben de öylesine kapturmıştım ki kendimi Flaubert'in çelişkilerine gülümsemeye, aslında doktorun kendi hayatını sorguladığını çok sonra anlayabildim.
Kitabın sonuna geldiğimde bitmese dediğim kitaplardan biriydi.

Hiç yorum yok:

Related Posts with Thumbnails