Bloga uğrayamayınca bu soğuk günlere kaldı anlatışım. Soğuklar bu kadar bastırmadan, güneş bulutla gölgelenmeden önceydi, çok da eski değil, 10 gün önce belki. Yağmurla yeşeren otların arasına dalmıştım. Neler vardı neler...
Acı ve tatlı radika, sinirli ot, kişniş, gelincik otları, iğnelik, hardal, labada... Toprak ve yağmurun çocukları, kış mevsiminin hazineleri bunlar. Pek çok derde şifadırlar muhtemelen ama hiç merak etmedim, neye iyi gelirler, nerede kullanılırlar. Soframı zenginleştirmeleri, lezzetleri yetiyor bana. Şifalarını da veriyorlarsa, oh ne âla.
Mesela acı radika. Azıcık toplamak yeter, biraz haşlayıp salatalara lezzetinden dokundurmak kâfi.
Mesela iğnelik. Ne zarif yapraklar, ne hassas dokunuş. Nineciğimin pamuk ellerini hatırlatır bana. Ot pidesinin olmazsa olmazıydı iğnelik ve ninemin elleri.
Mesela labada. Daha pek küçükler, sarılacak kıvama gelmemişler henüz. Teyzeciğimin ellerinde ince ince sarılıp yaprak sarmalarının üzerine bir sıra dizilmesi gözlerimin önünde. Biraz daha bekleyeceğim mecburen, bebeklikten çıkıp büyüsünler.
Mesela hardal. Ot salatalarının şahı. Anneciğimin ellerinde daha da lezzetlenirdi. Ilık ılık, ekşi ekşi, hardallı hardallı ne iyi oluyor bu kış günlerinde. İşte şifa...
Veya bir çorba yapmalı. Biraz zeytinyağıyla azıcık un, azıcık salçayı kavurmalı. Üzerine su ekleyip, otlardan bir demetle buluşturmalı. Biraz da tuz. Sonra vıj vıj blendır. Limonla da ekşiltelim, sıcacık içelim.
Afiyet olsun
4 yorum:
"Yine canlandı hayalimde bütün hatıralar" Mekânları cennet olsun...
nasil canim cekti:-)ellerinize saglik..boylesi yesillikler ne de yakisir corbaya..
ot yemeklerinin bolca tuketildigi bir evde buyudum ben.labadalar,kazayaklari,karakafesler,isirgan ve daha neler neler...annecigimle bahcelerde gezinip ot topladigimiz gunler dun gibi...
ben de kizima ogreticem insallah bu otlari ve yemeklerini...
hıım öğrenmek ve tatmak ne hoş olurdu birlikte böyle okuyunca akılnda kalmıyor ...
Teşekkür ederim blogdaşlarım:)
Doğa gezileri düzenlesek ne güzel olur değil mi? Hem biz öğreniriz yeni otları hem de çocuklarımıza öğretiriz doğanın mucize lezzetlerini.
Otları tanır, sonra da topladığımız otlardan lezzetli bir sofra kurarız:)
Şimdilik hayal gibi olsa da neden olmasın ?
Bu da bir kültür, kaybolmamalı.
Yorum Gönder